Yaşam Tarzı Değişikliği:
a) Egzersiz:
- Egzersiz akciğer atardamar basıncını artırır. Ağır egzersizlerden kaçınılmalıdır. Şikayet sınırlı olmalı ve kademeli artırılabilen aktiviteler (bisiklet, yüzme) tercih edilmelidir. İzometrik aktivitlerden (ağırlık kaldırma, merdiven çıkma) bayılma açısından kaçınılmalıdır.
b) Yolculuk/ Rakım:
- Yüksek oksijensizlik akciğer atardamar basıncını artırabilir. Özellikle 1500-2000 m arasında oksijen oranı azalmaya başlar PHT tanısı olan hastalarda yüksek rakımdan kaçınılmalıdır. Uçak ile yolculuk yapılacak ise doktora başvurulmalı, 1600 m sonrası O2 desteği başlanmalıdır.
c) Enfeksiyonların önlenmesi:
- Akciğer enfeksiyonu PHT’lılarda ölümlerin yüzde 7 sinden sorumludur, erken tanı ve tedavi önemlidir. Grip ve zatürre aşıları her yıl düzenli yapılmalıdır.
d) Gebelik:
- Gebelik esnasında dolaşan kan hacmi ve oksijen tüketimi arttığı için sağ karıncık iş yükü artar. Pıhtılaşmaya eğilim nedeni ile derin ven trombozu ve pulmoner emboli riski artar. Gebelik ve doğum yüksek ölüm riskine sahiptir, ciddi PHT tanısı olan kadınlarda gebelik önlenmeli, oluşmuşsa gebelik sonlandırılmalıdır.
Pulmoner Hipertansiyonu Tedavi etmeye Yönelik Olarak ilaçlar:
- Kesin bir çözüm bulmak ümidiyle araştırmacıların tedaviler geliştirmeyi sürdürmelerine rağmen, hali hazırda birincil (primer) pulmoner hipertansiyonun kesin bir tedavisi yoktur. Ancak bazı yeni geliştirilen ilaçlar ile ilerlemesini yavaşlatmak mümkündür.
- İlaçlara yanıt hastadan hastaya değişebildiğinden uzun süreli tedavi belirlenmeden önce uzmanlar hastalarına birkaç değişik tedaviyi deneyebilirler.
İdrar Söktürücüler (Diüretikler):
- Vücutta biriken fazla sıvının ve minerallerin atılmasını sağlayacak şekilde böbreklerden idrar üretimini artıran, kolaylaştıran ilaçlardır. Eğer böbrekler düzgün iş görmezlerse ve sistemdeki aşırı sıvının üstesinden gelemez ise kan damarlarından pompalanan artmış kan yüksek kan basıncına (sistemik hipertansiyon) yol açabilir.
- Diüretikler, genellikle pulmoner hipertansiyonun sonucu olarak sağ kalp yetmezliğini de içeren, ilerlemiş kalp ve akciğer hastalıkları için verilebilir.
Oksijen:
- Önemli tedavi şeklidir özellikle ileri evrelerde tedavinin kaçınılmaz parçasıdır. O2 oranı 90’nın üzerinde tutulmalıdır. Yardımcı tedavidir.
Digoksin:
- Sağ kalp yetmezliği sağ kalp kasında kasılmanın azalmasına bağlıdır. Uzun dönem sağ kalp yetmezliği mevcut kullanılmaktadır.
Kan Sulandırıcı (Antikoagulan) Tedavi:
- Kan pıhtılarının oluşumunu önleyen ilaçlardır. Bunlar akciğerlerde kan akımını azaltan kan pıhtılarının oluşmasını önlemeye yönelik olarak kullanılırlar.
- Ayrıca bir veya daha fazla sayıda kan pıhtısına bağlı olarak gelişen ikincil (sekonder) pulmoner hipertansiyon hastalarında da kullanılabilirler.
Özellikle birincil (primer) pulmoner hipertansiyonun tedavisinde kullanılabilen ilaçlar şunlardır:
Kalsiyum kanal blokerleri:
- Kalsiyum iyonlarının kan damarlarının büzülmesine veya daralmasına yol açan işlevinde engelleyerek kalbin iş yükünü azaltan ilaçlardır. Ancak etkinlikleri pulmoner hipertansiyonlu hastalar arasında çok değişkendir ve nadirdir.
Epoprostenol:
- Bu ilaç intravenöz (toplardamar içine) olarak uygulanan güçlü bir vazodilatördür (damar genişletici). Diğer ilaçlara (ör: kalsiyum kanal blokerleri) yanıt vermeyen hastalara sürekli epoprostenol uygulama amaçlı kalıcı kateter ve bir intravenöz pompa yerleştirilebilir. Çalışmalar bu ilaçla özellikle birincil (primer) pulmoner hipertansiyonlu hastalarda akciğer fonksiyonlarımda düzelme olduğunu göstermiştir.
Endotelin reseptör antagonistleri:
- Akciğerlere olan kan akımının artmasına yardım ederek kalbin iş yükünü azaltan ilaçlardır. Bir endotelin reseptör antagonisti olan bosentan, pulmoner hipertansiyon tedavisi için onay almıştır.
Prostasiklinler:
- Kan damarlarını genişleten (vazodilatörler) ve kan pıhtılarının oluşmasını önleyen (antikoagülanlar) ilaçlardır. Geleneksel olarak böbrek diyalizi sırasında kullanılan prostasiklinler pulmoner hipertansiyonun tedavisinde yararlı bir araç haline gelmiştir. Ancak, hâlihazırda prostasiklinler sadece sürekli intravenöz infüzyonla verilebilmektedir.